Hamilelikte 1.Trimester nedir?
Gebeliğin birinci trimesteri ilk üç aylık süredir. Gebeliğin 40 hafta olduğunu düşünürsek birinci trimester 12 haftanın sonuna kadar olan süreyi kapsamaktadır. Gebelik zaman aralığında gebelik başlama tarihi belirlenirken kadının son adet olduğu gün esas alınmaktadır. Çünkü sperm ile birleşerek döllenip embryoyu oluşturacak olan yumurtanın oluşmaya başladığı tarih yani ilk adet günü aynı zamanda gebeliğin ilk günüdür. 40 haftalık gebelik süreci bu günden itibaren başlamaktadır. Gebe kadının gebeliği ancak 5 hafta sonra kesinleşir. Çünkü son adet tarihinden itibaren oluşan yumurta büyüyüp çatlayıp sperm ile buluşması gerekir ki embryo meydana gelsin. Döllenip embryo kesesi oluştuktan sonra büyümeye devam eden bebek gebelik boyunca gelişmeye devam eder. Son adet tarihinden itibaren 5 hafta sonra tekrar adet görmeyen kadının gebe oluşundan şüphelenilebilinir. Gebe olduğu kesinleşen kadının öncelikle ilk aşaması sağlıklı bir gebelik devam ettirmesidir. Gebenin ilk trimesterinde gebe olduğu kesinleştikten sonra bir dizi kan testlerine tabi tutulurlar. Bunlar arasında normal kan değerleri, gebelik hormonunun düzeyi, bağışık olduğu bulaşıcı hastalıklar gibi değerler bulunmaktadır. Gebeliğin ilk trimesterinde her şeyin yolunda gidip gitmediği ancak ultrason ve bir dizi kan testleriyle ortaya konur. Kan verme sayısının en fazla olduğu bu ilk 3 aylık zaman zarfında ilk haftalar vajinal daha sonrasında ise abdominal yani karından yapılan ultrasonografi çok sık yapılır. İlk yapılan ultrason muayenelerinde karşılaşılması gereken ilk şey rahim duvarının kalınlaşmasıdır. Bu, kese içindeki bebeğin rahme daha iyi tutunabilmesi ve dışarıdan gelen darbelere karşı koruyucu olarak meydana gelmektedir. Daha sonraki ultrason muayenelerinde kese görünmesiyle birlikte altıncı haftadan itibaren kalp atışlarının duyulması gerekmektedir.
Gebeliğin ilk haftalarında fiziksel ve psikolojik değişimler baş göstermektedir. Örneğin mide bulantısı, baş dönmesi, süt bezlerinin çalışmasından dolayı göğüslerde hassasiyet, vücutta ödem artışı, rahmin büyümesinden dolayı sık idrara çıkma isteği, uyku hali, yorgunluk, aşırı alınganlık, ağlama isteği, sık acıkma, kilo artışı gebeliğin beşinci haftasından itibaren kendini göstermeye başlar. Bu gebelik belirtileri tamamen kadına özgü olup bazı belirtileri aşırı yaşamanın yanında bazı belirtileri hiç yaşamayabilir. Fakat gebeliğin başlı başına bir vaka olduğu düşünüldüğünde yaşanan bu belirtilerin çok normal olduğu unutulmamalıdır. Zira küçücük bir rahmin içinde en ince ayrıntısına kadar bir insanın gelişiyor olması bugün için hala bir mucize olarak görülmektedir.
İlk trimesterin beşinci haftasında başlayan bebek gelişiminde göbek kordonu, göz kapakları, gözleri, kulakları, ağzı, burnu, kol ve bacakları belirginleşmeye başlar. Kalbi atmaya başlayan bebeğin sağlıklı olup olmadığı altıncı haftadan itibaren kalp atışlarının olup olmaması ile kesinleşir. Bu arada gebe kadının kanında yükselmesi gereken beta HCG hormon ve süt hormonu prolaktin düzeyindeki artış da gebeliğin sağlıklı devam ettiği yönünde bir ispattır. Aynı zamanda anne adayına tam kan sayımı olan hemogram, demir eksikliği, vitamin düzeyleri, kalıtsal hastalıklar, tiroit hormonları, idrar testinde enfeksiyon varlığı, hepatit b, toksoplazma, kızamıkçık, frengi, HIV yani aids virüsünün olup olmadığı ya da bunlara karşı bağışıklık durumu tespit edilir. Çünkü bu hastalıklardan birine sahip olan annenin anomali bir bebeğe sahip olma ihtimali artar ya da normal bile doğsa bu hastalıkları taşıyıcı olma ihtimali yüksektir. Dolayısıyla sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesi ancak sağlıklı anne baba tarafından mümkündür ve herhangi bir sağlık sorunu olan anne babanın mutlaka bu durumlar göz önüne alınmalıdır. Gebeliğin ilk trimesteri süresi kapsamında yani 11.-14. Haftalar arasında yapılması gereken en önemli testlerden birisi ikili tarama testidir. Bu test bebeğin down sendromlu olma ihtimalini ortaya koyan özel bir kan testidir. İkili testte anneden alınan kan değerleri ile ultrason muayenesinde bebekte bakılan ense kalınlığı ölçümleri özel bir programda formüllenerek doğacak bebeğin down sendromlu olma risk düzeyi ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucuna göre uzmanlar gerek görürse amniyosentez adı verilen bir test daha yapabilir. Bu da anne karnından alınan su ile yapılan bir testtir. Bu testlerin sonucu elbette ki her zaman kesin çıkmaz. Down sendrom riski yüksek bebekler normal doğabilmekte ya da riski olmayan bebekler anomali doğabilmektedir.
Gebeliğin ilk trimesteri diğer iki trimestere göre en rahat geçen fakat testlerin çok daha yoğun yapıldığı bir dönemdir. Bu ilk 3 aylık zaman diliminde anne gebeliğe alışmaya başlar, eski yaşam temposu biraz daha değişir, sağlığına ve beslenmesine daha çok dikkat eder, kötü alışkanlıkları varsa çok önceden beri bunları bırakmış durumdadır.
Yorum Gönder